1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıkan ve sonrasında tüm dünyada vazgeçilmez hale dönüşen “Arabalı Sinema” (Drive-in Movie) etkinliğinde Kadıköy merkezli İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği (İKOD) üyeleri, 70’li yıllarda Ege kasabasında geçen bir hikayeden yola çıkılarak filmleştirilen İftarlık Gazoz’u, yarım asrı devirmiş klasik araçlardan oyuncularıyla birlikte izlediler. Etkinlikte, filmde yer alan klasikleşmiş araçlar da filmin görselleriyle süslenmiş şekilde sergilendi.
Ataşehir Watergarden Gösteri Merkezi’nde geçtiğimiz hafta sonu, İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği’nin açık havada sinema ekibinin teknik destekleriyle gerçekleştirdiği etkinlikte, 1950’li ve 1960’lı yıllara ait, bir döneme damgasını vurmuş, birbirinden renkli Chevrolet, Ford, Cadillac, Plymouth, Desoto, Pontiac, Dodge gibi markalarda onlarca klasik araç yer aldı.
FİLMİN OYUNCULARI DA KATILDI…
“Arabalı Sinema” organizasyonuna, filmin oyuncularından Berat Efe Parlar ve Okan Avcı’nın yanı sıra misafir oyuncu olarak Erkan Can da katılım gösterdi. Filmde “Cibar Kemal” isimli Cem Yılmaz’ın ve “Adem” ismindeki Berat Efe Parlar’ın birlikte gazoz sattıkları sahnelerde yer alan kırmızı Anadol marka araç ve triportör de perdenin yanında sergilendi. Triportör üzerinden izleyicilere gazoz ve patlamış mısır dağıtılmasıyla, Watergarden’da renkli görüntüler yaratıldı. Ayrıca, 70’li yıllarda mahalle aralarında sinema duyuruları yapan afişli ve megafonlu araçlara göndermek yapmak adına bir başka Anadol kamyonet, filmin afişleriyle süslendi.
FENERBAHÇE MARŞI İLE SONA ERDİ…
Etkinliğe katılan oyunculardan Berat Efe Parlar ve Okan Avcı, 2016 yılında çekilen “İftarlık Gazoz” adlı filmden çok keyif aldıklarını ve unutulmaz anılar biriktirdiklerini ifade ettiler. Klasik otomobil sever konuk oyuncu Erkan Can ise, bu tarz etkinliklerin Türk sinemasını halkımıza sevdirmek adına çok önemli olduğunu kaydetti. “Arabalı Sinema” programı, Anadol markasının ortaya çıkmasını sağlayan Koç Ailesi’nin önemli bir ferdi olan Ali Koç’un kulüp başkanlığına seçilmesine yönelik göndermeyle, Fenerbahçe Marşı’nın toplu olarak söylenmesiyle son buldu.
