“halka sanat projesi” içine aldıklarıyla büyüyor

Yazar: Deniz İhsan Taşdelen

2011 yılında Moda’da kurulan ve o günden bu yana Kadıköy’de etkinliklerini sürdüren “halka sanat projesi”, sanatseverlerin uğrak yeri olmaya devam ediyor. Çağdaş sanat ve kültürün üretim, söylem ve sunumunda çalışan, kâr amacı gütmeyen ve kurumsal sponsorluğa dayanmayan bağımsız bir sanat inisiyatifi olan halka sanat projesi; çok yönlü ve çeşitli sanatsal görüşlere açık, disiplinler arası işbirliklerini destekleyen, şiirsel ve oldukça kişisel işlerle toplumsal ve kültürel temaları, sürdürülebilirliği besleyerek bir buluşma, paylaşma ve diyalog noktası olarak dikkat çekiyor.

“Otoriteyi ve otorite olmayı sevmiyoruz. Sanatın sınırlarını ve kimin daha iyi sanatçı olduğunu belirleyen büyük sözlere kibarca kulak tıkayarak, bu şekilde iddialarda bulunmuyoruz ve sanatı ulaşılabilir bir hale getirmek istiyoruz. Bu yüzden de kendi izleyici kitlemizi yaratmak istiyoruz. Bu bizim için daha anlamlı” diyen halka sanat projesi koordinatörü Bahar Güneş; “Yaptığımız işlerde hep vurgulamak ve sadık olmak istediğimiz şey, doğaya ve insana saygılı, özgür, yaratıcı, bireysel ifadelere yer veren ve kolektif bir ruh. Bu sürekli olarak gelişen dinamik bir süreç. Hala kendi içimizde gelişip dönüştüğümüzü hissediyoruz. Fakat yapmak istediklerimizi hep altını çizdiğimiz, vurgulamak istediğimiz şeylere sadık kalarak yapmak istiyoruz” açıklamasında bulundu. Güneş, konuşmasının devamında şunları ifade etti:

halka sanat projesi

BAĞIMSIZ BİR KÜLTÜR KURUMU…

“halka sanat projesi, 2011 yılında bağımsız bir kültür kurumu olarak kuruldu. halka’nın vizyonunu belirleyen, manifestosu oldu. Halka tamdır, bütündür, köşeleri yoktur. Başladığı yerde biter, bittiği yerde yeniden başlar. İstenirse başka zincirlere eklemlenebilir. Ayrı ayrı parçaları bir arada tutar. İçine alarak büyür, içindekilerle halka olur. Gösterdikleriyle var olan sanat ortamına yeni görüş alanı ekler. halka sanat projesi, manifesto ile çok sesliliğe, yeniliğe, açık görüşlülüğe, bir yandan bağımsızlığa diğer yandan kolektifliğe vurgu yapıyor. Gerçekten de öyle oldu. halka sanat projesi, süreç içerisinde içine aldıklarıyla büyüdü. Yani takım arkadaşı olmaya her zaman önem verdik. Çünkü gerçekten günlük hayatında iyi anlaşan ve aynı şeylere ilgi duyan insanlar, iş hayatında da yaşıyor gibi çalışıyorlar aslında. Beraber düşünüyorlar, beraber üretiyorlar.

35 FARKLI ÜLKEDEN 70’İN ÜZERİNDE SANATÇI…

Bu görüşmeyi yaptığımız yer, bizim galeri mekânımız. Burada düzenli olarak grup ve bireysel sergiler yapıyoruz. Aynı zamanda sosyal sorumluluk projeleri, eğitimler, buluşmalar, atölyeler, yerel organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında uluslararası sanatçılara açık bir platform olarak rezidans (konuk sanatçı) programı yürütüyoruz. Bu platform, sanatçıların uluslararası dolaşımını sağlayan, sanatçıların İstanbul’un öykülerini yaşayarak deneyimledikleri ve ürettikleri bir platform. Biz bu kapsamda küratör, araştırmacı, yazar, 35 farklı ülkeden 70’in üzerinde sanatçı ağırladık. Karşı sokakta bir binamız daha var. Orası bizim rezidans binamız. Orada misafir sanatçılarımız belirli sürelerle yaşıyor ve üretiyorlar. Rezidans süreçlerinin sonunda da sergi, proje sunumu veya sanatçı söyleşisi gibi ne arzu ediyorlarsa, iş neyi gerektiriyorsa onu hayata geçiriyorlar. Rezidans programı bu şekilde ilerliyor. 

KADIKÖY’DE OLMAMIZ BİLİNÇLİ BİR SEÇİM

Biz kendimizi sanat inisiyatifi olarak ifade ediyoruz, çünkü projenin her aşamasında kişisel ve kolektif inisiyatif kullanımı ve tercihlerimiz söz konusu. Mekan kullanımı da buna dahil. Kadıköy’de olmamız bilinçli bir seçim. Çünkü biz de yerel olanla, yerel olanın öyküleriyle, sorunlarıyla kendi izleyici kitlemizi yaratmak istiyoruz. Kadıköy’de yoldan geçen bir insanın bu kapıdan girmesi bizim için daha anlamlı. Eskiden Beyoğlu’nun kültürel hayatın merkezi olduğu algısı vardı ama artık öyle değil. Kadıköy’de birçok sanat oluşumu, sanatçı atölyesi görmek mümkün.”

halka sanat

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın